Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Fidan, bölgede şu an 370 işletmenin aktif olduğunu ve 23 bin kişinin istihdam edildiğini söyledi.
Fidan, son yıllarda Organize Sanayi Bölgesinin hem istihdam hem üretim kapasitesi açısından ciddi bir ivme yakaladığına değindi.

’’Bankalar üretimi desteklemeli’’
Devletin üreticiye özel destek mekanizmalarını devreye almasının büyük önem taşıdığına vurgu yapan Fidan, şöyle devam etti:
’’Üreten kesime yönelik uzun vadeli, düşük faizli finansman modelleri, enerji desteği, yatırım ve istihdam teşvikleri üreticinin nefes almasını sağlayacaktır. Özellikle tekstil sektörü son dönemde büyük bir darboğaz yaşıyor. Daha önce Türkiye’nin doğu illerinde fason üretim yapan birçok firma, Mısır ve Bangladeş gibi ülkelere yönelmiş durumda. Bu kayış, Diyarbakır’daki tekstil atölyeleri ve işletmeler için ciddi bir soruna neden oluyor. Oysa bölgesel pazarlar arasında lojistik olarak en avantajlı nokta Diyarbakır. Bu potansiyeli değerlendirmek için devletin hem iç pazarda hem dış ticarette bölge sanayicisini desteklemesi gerekiyor. Bu desteklerin içinde üreticiye özel devlet teşviklerinin yer alması gerekiyor. Vergi indirimi, enerji maliyetlerinde düzenleme, ihracat desteği ve AR-GE yatırımlarına yönelik teşvikler bölgedeki üretimi güçlendirecektir. Biz artık şunu açıkça söylemek zorundayız: Türkiye’nin doğusu sadece tüketen değil, üreten bir ekonomi haline gelmek istiyor. Diyarbakır OSB olarak biz buna hazırız. Genişleme alanlarımız tamamlandı, yeni yatırımlar sırada bekliyor. Fakat bu potansiyeli gerçeğe dönüştürecek şey, finansman, enerji ve pazar erişimi sorunlarının çözülmesidir. Bankalar üretimi desteklemeli, kamu kurumları bölgesel dengesizlikleri gözetmeli, yatırımcıya güven veren bir iklim oluşturulmalı. Bizim tek isteğimiz, üretenin cezalandırılmadığı, emeğin değer gördüğü bir ekonomi. Evet, sorunlarımız büyük finansmana erişemiyoruz, enerji maliyetleri yüksek, pazarda rekabet sert. Ama bütün bunlara rağmen Diyarbakır’daki sanayici üretimden vazgeçmiyor. Sabah erkenden fabrikasının kapısını açıyor, işçisinin maaşını ödüyor, ihracat yapıyor, üretmeye devam ediyor. Çünkü biz biliyoruz ki üretim, bir kentin onurudur. Sanayici pes ederse, şehir de umudunu kaybeder. Bugün Diyarbakır sanayicisi, bu zor dönemde ayakta durarak aslında bir direnç hikayesi yazıyor. Biz üretmeye devam ettikçe, bu şehir büyümeye devam edecek. Bizim bölgemizde üretim yapmak kolay değil, ama imkansız da değil. Altyapımız güçleniyor, genişleme alanlarımız hazır, yeni yatırımlar sırada bekliyor. Yeter ki üreticinin önündeki engeller kaldırılsın bankalar sanayiciyi müşteri değil, ortak olarak görsün, devlet bölgesel teşvik sistemini adil hale getirsin, üreticiye özel devlet destekleri kalıcı hale getirilsin, enerji ve ulaşım maliyetlerinde düzenleme yapılsın. Diyarbakır sanayisi bu destekleri aldığı anda, sadece bölgeye değil, Türkiye’nin üretim gücüne de büyük katkı sağlayacak potansiyele sahip. Bizim mücadelemiz sadece sanayiyle ilgili değil, aynı zamanda geleceğe dair bir inanç mücadelesi. Bu şehirde, bütün zorluklara rağmen üretim yapmak, aslında umut üretmektir. İşte bu yüzden, sanayici bu ülkenin en sessiz ama en güçlü kahramanıdır. Bizim çağrımız net üretimden, istihdamdan, emekten yana olan herkes Diyarbakır’ın sanayicisinin yanında durmalı. Çünkü biz, yıkılmayan, yılmayan, üretmeye devam eden bir şehiriz.’’
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)